Jakobs, CEO olarak yılın her döneminde Çin’i ziyaret ettiğini belirterek, “Çin pazarı çok hızlı ilerliyor, eğer uzun süre uzakta kalırsanız önemli gelişmeleri kaçırabilirsiniz. Bu nedenle sahada olmak ve müşterilerle doğrudan temas kurmak bizim için kritik önemde” dedi.
Philips’in Çin’de güçlü bir üretim ve inovasyon ekosistemine sahip olduğuna dikkat çeken Jakobs, Suzhou’daki büyük üretim tesislerinin akademi ve iş dünyasıyla yakın iş birliği içinde olduğunu, aynı zamanda devlet desteği aldığını ifade etti. Bu sayede hem Çin pazarına uygun rekabetçi ürünler geliştirdiklerini hem de küresel pazarlara ihracat yaptıklarını söyledi.
Çin’in üretim kapasitesini “dünyada eşi benzeri olmayan” bir yapı olarak nitelendiren Jakobs, hız, yenilikçilik ve maliyet avantajlarının ülkeyi tedarik zincirinde cazip hale getirdiğini belirterek, “Çin tedarik zinciri, küresel tedarik zincirinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.
Yapay zeka fırsatlarına da değinen Jakobs, Beijing’de yeni bir inovasyon merkezi kuracaklarını açıkladı. Philips’in yazılım ve yapay zekâya güçlü şekilde odaklandığını belirten CEO, Çin’in bu alanda hızla ilerlediğini vurguladı. Şirketin kısa süre önce piyasaya sürdüğü yapay zekâ destekli CT 5300 platformunun hem Çin’de hem de dünya genelinde kullanıldığını hatırlatarak, “Bu ürün daha düşük dozda daha kaliteli görüntü sağlıyor ve yüksek kapasitesiyle daha fazla hastayı tarayabiliyor. Çin’den çıkan bu yenilik tüm dünyada kullanılmaya başlandı” ifadelerine yer verdi.
Çin ekonomisindeki toparlanmaya da değinen Jakobs, tüketimdeki canlanma ve sağlık sektöründeki ivmenin dikkat çekici olduğunu belirtti. Philips’in büyümesini hızlandırmaya devam edeceğini dile getirerek, “Suzhou’daki üretim kapasitemizi genişletiyoruz. Hem inovasyona hem de üretime yatırım yapıyoruz. Çünkü bu yatırımlar yalnızca Çin’e değil, tüm dünyaya fayda sağlayacak” sözlerini aktardı.
Hibya Haber Ajansı