Buna göre 2035 yılına kadar Çin genelindeki sera gazı net emisyonu, yüzde 7 ile 10 arasında azaltılacak ve daha iyi bir seviyeye gelmesi için çaba gösterilecek.
BBC’nin yorumunda Çin’in emisyon azaltma hedefleri “dönüm noktası niteliğinde bir taahhüt” olarak nitelendirildi. Bazı analizlere göre, Çin’in bu taahhüdü çok taraflılığa olan bağlılığını ve BM’ye verdiği desteği yansıtıyor.
Bu yıl, BM’nin kuruluşunun 80’inci, Paris Anlaşması’nın imzalanmasının ise 10. yılı. Anlaşmaya göre, tüm taraflar “ortak ancak farklılaştırılmış sorumluluklar” ve “kendi ulusal kapasiteleri” doğrultusunda her 5 yılda bir Ulusal Katkı Beyanlarını sunmakla yükümlü. 2025, yeni Ulusal Katkı Beyanı sunulması açısından kritik bir dönüm noktası.
Bu hafta başlayan Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu sırasında, İklim Zirvesi özellikle uluslararası uzlaşıyı pekiştirmek ve giderek daha acil hale gelen iklim değişikliğiyle mücadeleye birlikte yanıt verebilmek amacıyla düzenlendi.
Çin’in bu alandaki kararlılığı ve eylemleri her zaman tutarlı ve gözlerle görülür şekilde oldu. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Eylül 2020’deki BM 75. Genel Kurulu’nda Çin’in karbon emisyonlarında zirveye ulaşma ve karbon nötrlüğü hedeflerini resmen açıklamıştı. Beş yıl sonra yine bir Eylül ayında, Cumhurbaşkanı Xi, küresel iklim yönetişiminin geliştirilmesine yönelik öneriler sunarak tüm taraflara “gayelerini koruma”, “sorumluluklarını üstlenme” ve “iş birliğini derinleştirme” çağrısı yaptı.
Renmin Üniversitesi Çevre Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Dr. Wang Yanhua, Çin Medya Grubu’na (CMG) verdiği özel demeçte, Cumhurbakanı Xi’nin sunduğu üç önerinin tüm tarafların kararlılığını korumasına, sorumluluklarını netleştirmesine ve ortak çaba göstermesine katkı sağladığını belirterek, bunun küresel iklim yönetişiminin iyileştirilmesine “güçlü bir destek” sağladığını söyledi.
Xi, Çin'in yeni dönem Ulusal Katkı Beyanını açıkladı.
Dış dünyada en çok dikkat çeken nokta ise Çin’in ilk kez mutlak miktarda emisyon azaltım hedefi koymasıydı. Üstelik bu hedef, tüm ekonomik alanları ve tüm sera gazlarını kapsıyor. Çin Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Dünya Ekonomisi ve Kalkınma Araştırma Merkezi Direktörü Wang Ruibin, CMG’ye verdiği özel röportajda “tüm ekonomik alanlar” ifadesinin iklim politikalarının ve eylemlerinin ulusal ekonominin tüm sektörlerini kapsadığı anlamına geldiğini, “iklime uyumlu bir toplum” inşasının ise Çin’in üretim ve yaşam tarzında yeşil dönüşümü aktif olarak teşvik edeceğini gösterdiğini belirtti. Bu denli güçlü bir yönetişim yaklaşımı, dünyaya örnek olurken, uluslararası toplumun iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını büyük ölçüde artırdı.
Günümüzün gelişen eğilimi yeşil ve düşük karbonlu dönüşüm. İklim değişikliği sorununu çözmek, nihayetinde kalkınma modelinin köklü şekilde dönüştürülmesini gerektiriyor. Çin, karbon emisyonunda zirveye ulaşma ve karbon nötrlüğü hedeflerini beş yıl önce ilan etmesinden bu yana, dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen yenilenebilir enerji sistemini inşa etti ve en büyük, en eksiksiz yeni enerji sanayi zincirini kurdu. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Yönetim Kurulu Dönem Başkanı Tanya Steele, Çin’in bir üretim ve tüketim gücü olarak düşük karbonlu dönüşümü hızla gerçekleştirebilmesinin diğer ülkelere güven ve motivasyon verdiğini söyledi.
Çin ayrıca uluslararası toplumun yeşil dönüşümünü de aktif şekilde destekliyor. İstatistiklere göre, 2016’dan bu yana Çin, ilgili projeler için yaklaşık 180 milyar yuan kaynak sağlayarak diğer gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelesine önemli destek verdi. Şu anda Çin, 100’den fazla ülke ve bölge ile yeşil enerji işbirliği projeleri yürütüyor. Afrika ülkelerinde rüzgâr ve güneş enerjisi tesisleri inşa edilmesine yardım etmekten, dünyaya kaliteli ve uygun fiyatlı yeni enerji araçlarının tedarikine kadar Çin, dünyaya sürekli olarak “yeşil üretim kapasitesi” sunuyor.
İklim değişikliğiyle mücadele, sadece bir ülkenin sorumluluğunda değil, tüm ülkelerin ortak çabasını gerektiriyor. Küresel iklim yönetişiminin güçlendirilmesinde “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluk” ilkesi temel teşkil etmektedir. Cumhurbaşkanı Xi’nin de belirttiği gibi, “küresel yeşil dönüşüm adil ve hakkaniyetli olmalı, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma hakkına tam saygı gösterilmeli, dönüşüm yoluyla, Kuzey-Güney arasındaki fark büyütmek yerine, daraltılmalıdır.” Yalnızca tüm taraflar birlikte hareket ederse, Paris Anlaşması’nın temel hedefleri gerçekleştirilebilir.
Uluslararası durum nasıl değişirse değişsin, Çin’in iklim değişikliğiyle aktif mücadelesi yavaşlamayacak, uluslararası iş birliğini teşvik çabaları azalmayacak. Çin, tüm taraflarla birlikte “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluk” ilkesine bağlı kalarak, temiz, güzel, sürdürülebilir bir dünya inşasını desteklemeye devam edecek.
Hibya Haber Ajansı