G-H30KHRE49T
Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

530 yıllık Bosnalı Haveric ailesinin Türkiye’ye uzanan kökleri

Aile üyesi ve Avustralya'daki önde gelen Müslüman tarihçilerden olan Dr.

Aile üyesi ve Avustralya'daki önde gelen Müslüman tarihçilerden olan Dr. Dzavid Haveric, HİBYA'ya yaptığı açıklamada, ailenin kollarının Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Türkiye'ye uzandığını, torunların buralarda nesiller boyunca yaşadığını söyledi.

Kendisini Charles Sturt Üniversitesi'nde yardımcı araştırma görevlisi, Victoria Müzesi'nin fahri üyesi ve 14 kitabın yazarı olarak tanıtan Dr. Haveric, okuyucuyla buluşan ''530 yıllık Haveric Bey Ailesi: soy ağacı ve tarih yazımı'' adlı kitabının Avustralya'da yazılmış ilk Müslüman soy araştırması ve tarih çalışmaları arasında yer aldığını bildirdi.

Dr. Haveric, ailesinin 500 yılı aşkın süregelen bey geleneğinin Osmanlı döneminde üst düzey görevlerde bulunmaları, Karadağ ve Arnavutluk krallıkları dönemindeki önemli makamları, yönettikleri bölgeler (beylikler), geniş toprak mülkiyetleri (begovat), başarılı ticari faaliyetleri ve kurdukları vakıflarda kendini gösterdiğini aktardı.

Ailesinin, yaşadıkları ülkelerde din ve etnik köken farkı gözetmeden, hoşgörüyü, eğitimi, sadakati ve ülke savunmasını destekledikleri için toplumun saygısını kazandığını dile getiren Haveric, ''Bu hikayenin altında insanlığın ortak mesajları yatıyor; barış, toplumsal erdemler ve hayatta kalma. İnsanların aynı türün üyeleri olduğunu, ortak deneyimler paylaştığını ve doğuştan gelen bir onura sahip olduklarını hatırlatıyor.'' dedi.

Haveric, ailesinin bazı önemli fertleri arasında 1 müşir (mareşal), 7 paşa, 1 miralay, 1 binbaşı, birkaç zabit, 1 kaptan, 2 katip, 1 başkatip, 2 kaymakam, bir ya da iki konsolos ve bir ağa, imamlar, bir hafızın yer aldığını, yüksek eğitimli, saygın ve itibarlı kimseler olarak tanınan bu kişilerin genellikle ''efendi'' olarak anıldığını ifade etti.

Aile fertlerim Türkiye Cumhuriyeti'ne katkı sağlamaya devam ediyor

Dr. Dzavid Haveric, ailesinin birkaç kuşaktır Türkiye'de bulunduğunu belirterek, ''Ailenin bir kolu İstanbul, Ankara ve İzmir'e yerleşmiştir. Türkiye'de farklı dönemlerde iyi karşılanmışlar ve bu da onlara birçok fırsat sunmuştur. Osmanlı döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk zamanında yaşamış ve çalışmışlardır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde atalarım, bazıları şeriat hukuku ve askeri okul eğitimi almak için İstanbul'a gitmiş, bazıları ise başarılı tüccar olmuştur. Günümüzde ise farklı alanlarda başarılı Türk vatandaşları olarak, Türkiye Cumhuriyeti'ne katkı sağlamaktadır.'' ifadesini kullandı.

Aile üyelerinden bazılarının imparatorluk uğruna hayatlarını feda ettiğini anlatan Haveric, Türkiye'de atalarının onurlandırıldığı örneklerin de bulunduğunu söyledi.

Dr. Haveric, sultanın fermanıyla Mahmud Hamdi Efendi'nin (Haveric) Yunan-Türk savaşına katılımından dolayı madalyalarla ödüllendirildiğini, 1870 yılında imparatorluktaki ikinci en yüksek nişan olan dördüncü derece Osmaniye nişanın kendisine verildiğini ifade ederek, diğer aile fertleri hakkında şunları kaydetti:

''Mahmud Hamdi Efendi ayrıca sultan tarafından Beşinci Derece Mecidiye Nişanı ve Hamidiye Hicaz Demiryolu Madalyası ile de ödüllendirilmiştir. Bunun yanında Karadağ hükümeti tarafından liyakat gümüş madalyası almıştır.

Zejnel Bey (Haveric), sultanın sarayında yüksek rütbeli bir asker (paşa) olarak görev yapmış ve Bar şehrinden Girit savaşına giden askerleri bizzat götürmüştür. Bu onurlu görevi yerine getirmiş ve askerler tarafından büyük bir sevgiyle karşılanmıştır. Dönüşlerinde bu birliğe askeri hizmet nişanı verilmiştir.

Ali Rıza Bey (Haveric), 1880 yılında İşkodra'da doğmuştur. Eğitim görmek üzere sultanın okullarına katılmak için İstanbul'a gönderilmiş, ardından Harbiye Askeri Akademisi'nde okumuştur. Daha sonra Almanya'daki ünlü askeri okula gönderilmiş, miralay rütbesine kadar yükselmiştir.

Hasan Tahsin (Haveric) ise 1914 yılında İstanbul’daki askeri akademiden mezun olmuştur. Ancak askeriyede görev almak istemediği için din kültürü alanında eğitim almıştır. Diğer Arnavut alimlerle Kur'an-ı Kerim'in Arnavutça çevirisini hazırlamıştır.

1913 Balkan Savaşı'ndan sonra Akif Bey (Haveric) Türkiye'ye gitmiş ve Karadeniz kıyısındaki Trabzon şehrinde bulunan Türk konsolosluğunda katip olarak görevlendirilmiştir. Haveric ailesinden birkaç kişi ise Karadağ'ın eski başkenti Podgorica'da zabit (şehir komutanı) görevine getirilmiştir.''

Tarihsel koşullar değiştiği için ailesinin artık ''bey'' ünvanını taşımadığını dile getiren Dr. Dzavid Haveric, yine de birçok aile ve dost tarafından seçkin ve saygın bir aile olarak görüldüklerini sözlerine ekledi.

Prof. Muhic'in değerlendirmesi

Boşnak Bilim ve Sanat Akademisi eski başkanı ve uluslararası üne sahip Boşnak akademisyen Prof. Ferid Muhic, Dr. Haveric'in kitabı hakkındaki düşüncelerini şöyle açıkladı: 

''Konu bakımından akademisyen Dzavid Haveric'in son çalışması aile günlükleri türüne girerken, yöntem bakımından Haveric ailesine dair bilimsel bir vaka çalışması olarak kurgulanmıştır. Kitap, Güneybatı Avrupa’nın, özellikle Balkan Yarımadası'nın merkezi bölgesinin, 5 asrı aşan dönemine ilişkin sosyoloji, kültüroloji ve tarih yazımı alanlarına son derece değerli katkı sunmaktadır.''

Hibya Haber Ajansı